ViTAMİN D SIRLARI

ViTAMİN D SIRLARI

Vitamin D eksikliği, dünyada her yaştan insanı etkileyen çok yaygın bir sağlık sorunudur. Gıdalar, eksikliği önlemek için yeterli vitamin sağlamaz. Bu da güneş ışığına maruz kalmayı çok önemli bir faktör haline getirir. Yetersiz güneş ışığına maruz kalma veya deriden başlayan sentezindeki diğer engeller, vitamin D yetersizliğine yol açar. 

Vitamin D Neden Çok Önemlidir?

Vücudumuzda 30-40 trilyon kadar hücre vardır. Hücrelerimizin bir kısmı hariç, çoğunun çekirdeği vardır. Her hücre çekirdeğinin içinde DNA’lar vardır. Her DNA’nın gen bölgeleri bulunur. Bu gen bölgelerinden proteinler sentezlenir. Bu proteinler hormonlar, enzimler, reseptörler, kasılma, taşıma, kanal gibi işlev gören moleküller olarak çalışırlar. Sonuçta proteinler çok önemli fonksiyonlara sahip temel moleküllerdir.

Vitamin D, 1000’den fazla gen bölgesine etki ederek, proteinlerin üretimini kontrol eden çok önemli bir hormonumuzdur.

Kan Vitamin D düzeyimizi 50-100 ng/mL arasında tutmaya çalışırsak, birçok hastalıktan korunmuş oluruz.

Vücudumuzun Vitamin D üretmesinin en doğal ve sağlıklı yolu,
güneşten gelen UV-B ışınlarına günlük yeterince maruz kalmamızdır. 

Vitamin D Nasıl Oluşur?

Güneşten yeryüzüne ulaşan ışınlar arasında UV (ultraviyole) dalgaları bulunur. Deri altımızda vitamin D oluşumu için de güneş ışınlarının UV-B dalgalarına gereksinimi vardır. Güneşten gelen UV-B ışınları derimize ulaşarak, deri altındaki kolesterol moleküllerini kolekalsiferol moleküllerine dönüştürür. Bu moleküle vitamin D3 deriz. 


Hazır vitamin D3 preparatları da bu şekildedir. Yani ilaç olarak aldığımız vitamin D3 ile sadece güneşten gelen UV-B ışınlarının yardımıyla kolesterol moleküllerinin kolekalsiferol (vitamin D3) moleküllerine dönüşme basamağını atlamış oluyoruz. 

Fakat, kolekalsiferol (vitamin D3), vitamin D’nin vücudumuzda iş görecek aktif hali, en son şekli değildir.  Aktifleşmesi için kan yoluyla önce karaciğere gider, -OH (hirdoksil) grubu eklenerek 25-OH kolekalsifererol olur. Bu molekül yine kan yoluyla böbreğe gider. Bir hidroksil grubu daha burada bağlanır ve 1,25-OH kolekalsiferol (aktif vitamin D3) oluşur.

Vitamin D formları yağ yapıda olduğundan vücut zarlarımızı rahatlıkla geçebilir. Karaciğer ve böbrekte magnezyum (Mg+2) iyonlarının kofaktörlüğünde hidroksil iyonları eklenerek aktifleştikten sonra, kan ve vücut sıvılarımız aracılığıyla hücrelerimizin çekirdeklerindeki DNA’lara ulaşır. DNA’lar üzerindeki birçok gene bağlanır. Bu genlerin ürettiği proteinler aracılığıyla vücudumuzda önemli işlevler yerine getirilir. Örnek olarak, vücut savunma sistemimizin bir kısım protein yapıdaki moleküllerinin üretimiyle, savunma sistemimiz daha etkin bir şekilde çalışır.

Vitamin D Oluşumuna Engeller

Derimizde Vitamin D oluşumu başlaması için güneş ışınlarına direkt maruz kalmamız gerekir. Günde 15-20 dk güneş ışınları, vitamin D ihtiyacımız için yeterlidir. Bu süre, cildimize de zarar vermez. Vitamin D oluşumuna engel olan bazı önemli faktör vardır. 

Birinci olarak, cam arkasından güneşlenmek, camların UV-B ışınlarını geçirmemesinden dolayı, vitamin D sentezine engel olur. Bu yüzden D vitamini sentezi için güneşlendiğimizde, güneşle aramızda cam olmamalıdır. 

İkinci olarak, yüzümüze, cildimize sürdüğümüz kremler de büyük ölçüde bu ışınların cildimize ulaşmasına engel olurlar ve vitamin D sentezlenemez. 

Üçüncü olarak, hava kirliği ve bulutlu hava da güneş ışınlarının yeterince derimize ulaşmasına engel olur.


Dördüncü olarak, cilt rengi koyulaştıkça cildimizdeki melanin pigmentleri de UV-B ışınlarının kolesterol molekülleriyle buluşmasını zorlaştırır. Bu yüzden cildi koyu olanlar, açık tenli kişilere göre bir miktar daha uzun süre güneşe ışınlarına maruz kalmalılar. 


Beşinci olarak, yeterli magnezyum düzeyine sahip olmalıyız. Çünkü Aktif D vitamini (1,25 kolekalsiferol) sentezindeki enzimlerim çalışması için magnezyum kofaktör olarak gereklidir.


Altıncı olarak, genetik veya epigenetik bir nedenden dolayı vitamin D sentezinde görev yapan enzimlerde bir problem olmamalıdır. 

Vitamin D Kaynakları

Başlıca kaynağımız, deri dokumuzun alt katmanlarındaki ve deri altındaki kolesterol moleküllerimizdir. İfade ettiğim gibi UV-B ışınlarına gereksinimi vardır. 


İkinci kaynak, hazır ilaçlar yoluyla vitamin D alınmasıdır. Güneş ışınlarına yetersiz maruz kalma, kapalı ortamlarda güneş ışınlarından mahrum yaşantımız, vitamin D düzeyine sahip olmada başlıca önemli engeldir. Kış aylarında hem günlerin kısalması hem de havaların daha çok bulutlu olması bu olumsuzluğu destekler. Neyse ki, vitamin D yağda eriyen bir vitamin olması nedeniyle 3-4 ay kadar depolanabilir.    


Üçüncü olarak, en çok doğal vitamin D kaynakları yağlı balıklar ve yabani mantarlardır. 

Dördüncü, takviyelerdir. Günlük 1000-2000 IU Vitamin D’nin oldukça güvenilir olduğu bildirilmektedir. Ancak herkesin takviye almasına gerek yok. 

Kimler Vitamin D takviyesi almalı?
  • Kan kolekalsiferol (vitamin D) düzeyi 40-50 ng/mL altında olanlar (başlıca)
  • Güneşli açık dış ortamda yeterince vakit geçirmeyenler 
  • Yüksek risk grupları
  • Crohn hastalığı olanlar
  • Çölyak hastalığı olanlar
  • Osteoporozlular olanlar
  • Mide by-Pass ameliyatı olanlar gibi malabsarbisyonu olanlar.
Sonuç olarak, D vitamini, birçok genimizin aktivitesini değiştiren çok önemli bir hormondur. Yeterli kan Vitamin D düzeyine sahip olmamız, sağlıklı yaşam gereklidir. Vitamin D kanımızda 50-100 ng/mL düzeyinde olması sağlıklı bir yaşam için önerilmektedir.

Vitamin D Eksikliği Bulguları
Vitamin D, güneş ışınlarına maruz kalmayla veya takviyeyle kan düzeyi artabilen, yeterli sentezi olmadığında da vücut depolarında tükenmeye başlayan ve böylece kan düzeyi azalan bir hormondur. Yetersiz olduğu zaman aralığı başta olmak üzere, bulguların ortaya çıkması birçok faktörden etkilendir. Bu nedenle Vitamin D eksikliği olan kişilerin çoğunda kısa zaman diliminde hiçbir belirti görülmeyebilir.

Şunlar vitamin D eksikliği işareti olabilir: 
  1. Hastalıklara karşı artan duyarlılık: Vitamin D fonksiyonları nedeniyle hastalıklara daha kolay yakalanılır, hastalıklardan daha kolay etkilenilir.
  2. Hastalıkların iyileşmesi veya tedavisi zorlaşması: Eğer vitamin D eksikse çoğu hastalığın ilaçsız iyileşmesi veya ilaçla tedavisi zorlaşır. Çünkü vücut mekanizmasının işleyen çarkının çok fonksiyonlu bir parçası eksiktir. Özellikle kronik hastalıkları tedavi etmeye çalışmadan önce bu parçanın eksik olup olmadığı kontrolü ihmal edilmemelidir.
  3. Yorgunluk: Bilimsel çalışmalarda vitamin D eksikliği yorgunlukla ilişkilendirilmiş ve vitamin D tedavisinin durumu iyileştirdiği gösterilmiştir. Uzun süreli ve şiddetli D vitamini eksikliği olan kişiler, yorgunluk da dahil olmak üzere sekonder hiperparatiroidizme bağlı bulgular görülebilir. Sekonder hiperparatiroidizm, paratiroid bezinin düşük kalsiyum seviyeleri nedeniyle çok fazla hormon salgılamasıdır.
  4. Kas ve kemik ağrısı: Hafif fakat uzun süreli D vitamini eksikliği, hipokalsemi (düşük kalsiyum) ve hiperparatiroidizme neden olabilir. Bu durumda kas ve kemik ağrısı görülür. 
  5. Kas zayıflığı ve kramplar (spazmlar): Zayıflamış kalça veya bacak kaslarından dolayı paytak yürüyüş görülebilir. Yüksek kan vitamin D seviyeleri, gelişmiş kas gücü, fiziksel aktivite ve merdiven çıkma yeteneği ile ilişkilendirilmektedir. Düşük kan vitamin D seviyeleri yaşlı insanlar arasında daha yüksek düşme riski ile ilişkilidir. Özellikle bebeklerde görülen kas spazmları, raşitizm hastalığının erken bir belirtisi olabilir. Ciddi vitamin D vitamini eksikliğinden kaynaklanan düşük kan kalsiyum seviyeleri nedeniyle görülür. 
  6. Ruh hali değişiklikleri: Bir çalışmada depresyon vakalarının yaklaşık üçte biri yetersiz vitamin D düzeyiyle ilişkili olduğu bildirilmektedir.
  7. Ellerde veya ayaklarda karıncalanma hissi
  8. Artan ağrı duyarlılığı
  9. Kötü uyku
  10. Saç kaybı
  11. Kemik kaybı, eğik bacak, çarpık diz, kemik kırıkları gibi diğer kemik bulguları: Şiddetli ve uzun eksikliklerde ortaya çıkabilir. Vitamin D eksikliği, kalsiyum emilimin azalmasına neden olarak, kan kalsiyum düzeyinin azalmasına neden olarak kemik kaybına neden olabilir. Kemik kalsifikasyonun yetersizliğine bağlı raşitizm bulguları ortaya çıkar. 
Bulgular (semptomlar) birçok farklı hastalıkta görülebilen belirtilerdir. Dolayısıyla vitamin D yetersizliği bulgularının, başka birçok durumda da olabilecek belirtiler olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.



Lütfen soru ve yorumlarınızı yazınız...

Whatsapp, Instagram veya Facebook'tan soru sorabilirsiniz...

Bloguma abone olabilirsiniz...




Sorumluluk Reddi:
Bu blogdaki yazılar, sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Kendi kendine teşhis koymak için kullanılmamalıdır. Tıbbi muayene, teşhis, tedavi, reçete veya tavsiye yerine geçmez. Bir doktor-hasta ilişkisi oluşturmaz. Bir doktora danışmadan, tıbbi muayene, teşhis ve tavsiye almadan, sağlık rejiminizde veya diyetinizde herhangi bir değişiklik yapmamalısınız. Tıbbi bir durumla ilgili tüm sorularınız için her zaman bir hekimin veya nitelikli bir sağlık kuruluşunun tavsiyesine başvurun. Bu blog sitesi aracılığıyla edindiğiniz herhangi bir tavsiye, tedavi süreci, teşhis veya diğer herhangi bir bilgi, hizmet veya üründen sorumluluk kabul edilmez.

Yorumlar

Yorum Gönder

Lütfen yazınız….

Diğer Yayınlar

Vertigo

SIBO (Small Intestinal Bacterial Overgrowth) (İnce Bağırsakta Bakteriyel Aşırı Çoğalma)

Böbrek Taşları

Hipertansiyon (Yüksek Kan Basıncı)

PROSTAT KANSERİ

Fibromiyalji

Endometriozis

KABIZLIK (KONSTİPASYON)

"ÖNCE HASTA OLMA" Sağlıklı Yaşam Dalları