Böbrek Taşları

Böbrek Taşları (Nefrolitiyazis)
İdrar Yolu Taşları (Ürolitiyazis)

Böbreklerde oluşan küçük, sert mineral yapılarıdır. Büyüdüklerinde ve/veya idrar yollarına geçtiklerinde sorun oluştururlar. Kolay ifade edebilmek için, böbrek taşı ifadesiyle hem böbrek hem de idrar yolu taşlarını kast edeceğiz.


Böbrek Taşı Bulguları

Böbrek taşları kum tanesinden daha büyük parçacıklara kadar değişir. Genelde 5 milimetreden daha küçük çaptadırlar. Küçük taşlar belirti olmadan düşebilirler. Büyük olanlar şiddetli ağrıya neden olabilir. En büyük problem de idrar akışını engellemeleri durumunda ortaya çıkar. Genellikle ağrının yeri taşın yeriyle hemen hemen aynıdır. Taş idrar yolunda hareket ettikçe ağrı yeri de değişebilir.


  • Böbrek taşı ağrısı: Her iki böbreğimizin, sırtımızda sağ ve sol son kaburga altındaki boşlukta yer aldığını ifade edebiliriz. Sırtta kaburga kemiğinin altında sağ veya sol yanda şiddeti yavaş yavaş artıp azalarak dalgalanabilen ağrı ortaya çıkabilir.
  • İdrar yolu taş ağrısı: Sağ ve sol alt karın bölgemizde, taşın yeriyle uyumlu olarak, böbrek taşı ağırsında olduğu gibi dalgalanabilen şiddetli ağrılar ortaya çıkabilmektedir. Böbrek ile mesane arasındaki idrar yollarında (üreterlerde), karın kasık bölgesinde şiddetli kramp tarzında, yoğunluğu değişebilen  ağrı görülebilmektedir.
  • İdrar yaparken rahatsızlık, ağrı, yanma, hatta kan görülebilir. İdrarda kan bulunması durumunda idrarda renk değişimi olur.
  • Sık veya acil idrara çıkma ihtiyacı olabilir.
  • Mide bulantısı ve kusma yaşanabilir.
  • Ateş ve titreme bulunabilir.
  • Özellikle mesaneden sonraki idrar yollarında (üretrada) bir taş nedeniyle tıkanıklık olursa az veya kesik kesik idrara çıkma görülebilir. 
  • Böbreğin şişmesi (hidronefroz): Taşın tıkanmaya yol açması nedeniyle idrar çıkamaması sonucunda geriye böbreğe doğru birikmesi böbreğin şişmesine yol açar. Tehlikeli olan bu durum böbreğin yapı ve fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir ve hatta böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilir. 

Böbrek Taşı Çeşitleri

Böbrek taşı türünü belirlemek, nedenini anlamak, uygun tedaviyi seçmek ve tekrarını önlemek için önemli olacaktır.


1. Kalsiyum Taşları (%80)

Böbrek taşlarının çoğu kalsiyum taşıdır. Kalsiyum taşlarının yarısı kadarı, kalsiyum ve oksalat bileşiminden oluşan kalsiyum oksalat (CaOx) taşlarıdır. Küçük, parlak ve yoğundur, genellikle dirençlidir. Kalsiyum taşlarının yaklaşık %5'i kalsiyum fosfat (CaP) taşlarıdır. CaP kırılgan, kristal benzeri bir özellik kazandırır. Geri kalanı ise mix tiptir. İçerik oranlarına bağlı olarak da yapı ve özellikleri değişiklik gösterir.


2. Strüvit Taşları (%10 ila %15)

Enfeksiyon taşları olarak da bilinir. Magnezyum amonyum fosfat ve kalsiyum karbonat-apatitten oluşur. Kırılgandırlar. Hızlı büyürler ve böbreği doldurabilen staghorn taşları adı verilen büyük, dallanan yapılar oluşturabilirler.


3. Ürik Asit Taşları (%3 ila %10)

Başlıca ürik asitten oluşan bu taşlar, kalsiyum taşlarından daha yumuşaktır. Tedaviyle belirli tedavilerle parçalanma olasılıkları daha yüksektir. Yoğun, pürüzsüzdürler. Çakıl taşlarına benzerler. Sarıdan kahverengiye renkleri değişebilir. Obez ve insüline dirençli kişilerde daha sık görülür.


4. Sistin Taşları (< %2)

Sistin amino asidinden oluşan, nadir, nadir, yoğun taşlardır. Kehribar renklidirler. Mumsu, kristalimsi bir görünüme sahiptirler. Altta yatan genetik rahatsızlık olan sistinüri nedeniyle sıklıkla tekrarlarlar.


5. İlaç Kaynaklı Taşlar (Yaklaşık %1)

İlaçlardan kaynaklanır. Yapı, şekil ve sertlik açısından çok farklı olabilirler.  ölçüde farklılık gösterebilir. Bazı, antibiyotikler (siprofloksasin, amoksisilin), antiviraller (indinavir, atazanavir), gut ilaçları, dekonjestanlar, antasitler, idrar ağrı kesiciler (fenazopiridin) ve diüretikler kaynaklık edebilir. Kullanım dozu, süresi, kişisel özellikler ve etkiyen diğer faktörlerin katkısı da bu taşların oluşumunda önemli olabilir. 


Böbrek Taşı Nedenleri

Taş oluşumu çok faktörün etki ettiği, karmaşık bir süreçtir. Taş yapısını oluşturan kalsiyum, oksalat, ürik asit ve sistin gibi maddeler arttığında ve yoğunlaştığında minik kristaller oluşur. Artmış asidite gibi uygun koşullar oluştuğunda bu kristaller büyüyebilir ve birbirlerine yapışarak taş halini alabilir.

Asidite dışında, oksidatif stres, iltihaplanma, böbrek dokusu hasarı, doku aralarındaki kalsiyum birikintileri gibi faktörler kristallerin yapışarak kümeleşmesini sağlar. 


Taş oluşması karşısında ise magnezyum, sitrat ve pirofosfat molekülleri ise kristallerin oluşmasını veya kümelenmesini engelleme yönünde etki gösterir. Ancak, idrar kimyası dengesizleştiğinde, bu savunmalar başarısız olabilir.


Temel nedeni ne olursa olsun genetik, diyet, sağlık koşulları ve yaşam tarzı seçimleri gibi birçok faktörün kombinasyonuyla ortaya çıkarlar. Etki eden bu faktörleri belirlemek, etkili tedavi ve korunma için önemli olacaktır. Taş oluşumuna katkıda bulunan faktörler ve nedenleri şunlardır.

1. Aşırı İdrar Kalsiyumu

Bağırsaklardaki kalsiyum, oksalatı bağlamaya yardımcı olarak emilimi azaltır, ancak idrardaki aşırı kalsiyum (hiperkalsiüri) kalsiyum taşlarını teşvik eder. Nedenler şunlardır:

Beslenmede fazla tuz, şeker veya hayvansal protein içeren diyetler; idrarı asitleştirebilir ve kalsiyum atılımını artırabilir. 

Metabolik asidoz; kalsiyumun kemiklerden kana, sonra da idrara geçmesine yol açar. Paratiroid bezlerinin aşırı paratiroid hormonu salgılaması, kemiklerden kana kalsiyum geçişini artırır. Böylece idrarda kalsiyum çıkışı artar. Böbrek taşı oluşması için zemin oluşturur.

Genetik Dent hastalığı; X’e bağlı resesif geçişli bir hastalıktır. İdrarda kalsiyum, protein görülür. Buna bağlı böbrek taşları oluşur.

Aşırı Vitamin D takviyesi; kalsiyumun bağırsaktan emilimini ve idrarla atılımını artırır. 

Böbrek distal tübülü defekti; kalsiyum geri emilimini bozarak, kalsiyum atılımını artırır.

Kadmiyum maruziyeti, böbrek fonksiyonlarını bozar, kalsiyum atılımını artırır.


2. Aşırı İdrar Oksalatı

İdrardaki oksalat kalsiyum ile birleşerek kalsiyum oksalat (CaOx) kristalleri oluşturur. İdrarda oksalatın fazla olması (hiperoksalüri) böbrek dokusuna zarar verebilecek ve kristal oluşumuyla böbrek taşını artırabilmektedir. Bir çok kalsiyum oksalat taşı oluşumu nedeni vardır.

Bazı besinler; Ispanak, kuruyemiş (özellikle badem), ravent (kuzukulağı ailesinden bir bitki) gibi besinlerde oksalat fazla, kalsiyum ise azdır.  Böylece oksalat fazla emilir. Ama örneğin ıspanak ile yenen yoğurt, oksalatı bağlayarak emilimini azaltır. Böylece CaOx taşına karşı ıspanaklı yoğurt yemek faydalı olacaktır. 

Vitamin C (askorbik asit); idrarda oksalat atılımını artırır. Bu nedenle günde 1000 mg üstünde Vitamin C alınması  tavsiye edilmez. Fakat kadınlarda fazla vitamin C’nin, oksalat taşı oluşturduğuna dair kanıt yoktur.

Proteinler; Et, balık, yumurta, süt ürünleri ve baklagillerde bulunan glisin amino asidi fazla olduğunda oksalata dönüşür.

Malabsorpsiyon bozuklukları (Crohn, çölyak hastalığı); bağırsağımızda yağ emiliminin bozulması oksalatın serbest kalmasına neden olur. Böylece oksalat fazla emilir ve oksalat taşları oluşma ihtimali artar. 

Primer hiperoksalüri genetik hastalığı, diyetten bağımsız oksalat üretimini artırır.

Gastrik bypass ameliyatı; besin emilimini değiştirerek oksalat seviyelerini artırır. 


3. Düşük İdrar Sitratı

Sitrat, idrarda kalsiyuma bağlanır. Böylece  kalsiyumun oksalat ile    kristalleşmesini önler. İdrarda düşük sitrat (hipositratüri); Asidoz, Potasyum (K) eksikliği veya aşırı hayvansal protein tüketiminden kaynaklanabilir. 


4. Yüksek Ürik Asit

Özellikle asidik idrarda, yüksek ürik asit düzeyi (hiperürikozüri) taş riskini artırır. 

Pürinden zengin besinlerin (kırmızı et, deniz ürünleri ve alkol) aşırı, tüketilmesi idrarda ürik asidi artırabilir.

Lesch-Nyhan genetik hastalığında, purinlerin geri dönüşümünden sorumlu bir enzim eksiktir.

Lösemi gibi hastalıklara bağlı yüksek hücre yenilenmesi veya doku yıkımının artması durumunda, ürik asit üretimi artabilmektedir.

Glikojen depo hastalığında, böbrek tübüler fonksiyonu bozulur. Ürik asit atılımını azaltır.


5. Düşük İdrar Hacmi

Tüm böbrek taşı tipleri için bir risk faktörüdür. Az idrar çıkışı, yoğun idrarla sonuçlanır. Yetersiz su ve sıvı alımı, aşırı terleme, kronik ishal nedeniyle veya sıcak ortam gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Böbrek taşı varlığında günde en az 2 L su içilmesi tavsiye edilebilir. 


6. Düşük İdrar pH'ı

Asidik idrar, yani düşük idrar pH’sı, ürik asit taşlarından sorumlu ana faktör olarak kabul edilmektedir. İdrar pH’sı 5,5 altına indikçe ürik asit taşları artar. Aşrı hayvansal protein tüketimi, potasyum fazlalığı, metabolik sendrom asidik idrar nedenleri arasındadır. 


7. İdrar Akışının Yavaşlaması veya Engellenmesi

İdrar akışı yavaşladığında veya engellendiğinde, idrar bileşimi doygunluğa erer. lokalize aşırı doygunluğa ve idrar bileşiminde değişikliklere yol açabilir. Polikistik böbrek hastalığı, prostat büyümesi, üretra darlığı, tümör, yapısal anomaliler. 


8. İdrar Yolu Enfeksiyonları

Proteus, Klebsiella ve Pseudomonas gibi idrar yolu enfeksiyonuna neden olan bakteriler, idrarı alkalik yapan (pH’ını 7.0 üstüne çıkaran) üreaz üretir. Escherichia coli, üreaz üretmez ve sitratı azaltarak kristal oluşumunu  ilerletir. 


9. Yüksek İdrar pH'sı

İdrar normalda hafif asidiktir. İdrar pH’sı 6.0 civarındadır. Alkali (yüksek pH’lı)  idrar, kalsiyum fosfat gibi bazı taşlar oluşmasına uygun zemin oluşturur. Yüksek idrar pH’sının nedenleri şunlar olabilir:

  • Aşırı alkali tedavisi (potasyum sitratın aşırı kullanımı gibi) 
  • Karbonik anhidraz inhibitörleri (örneğin, asetazolamid, topiramat ve zonisamid)
  • Renal tübüler asidoz (örneğin Sjögren sendromu, lupus hastalığı) çoğu zaman idrar alkali olmasıyla sonuçlanır.

10. Mikrobiyom Dengesizliği

Bozulmuş bağırsak mikrobiyotası, metabolik ve toksin üretimiyle veya enflamasyona neden olmasıyla taş gelişimini teşvik edici olabilir.


Araştırmalar, taş oluşumuna yatkın kişilerde, bakteriyel dengesizliğin (disbiyozis) olduğunu göstermiştir. Bu kişilerde yararlı bakteriler (Prevotella) daha az, zararlı bakteriler (Bacteroides) ise daha fazla bulunmuştur.


Oksalat parçalayıcı bakterilerin (Oxalobacter formigenes gibi) eksikliği oksalat emilimini artırabilir Çalışmalar, O. formigenes bakterilerinin çoğalmasının artması, tekrarlayan kalsiyum oksalat taşı riskini %70'e kadar azaltabileceğini göstermektedir.


11. Metabolik Bozukluklar

Obezite, gut, sistinüri gibi metabolik bozukluklar idrar bileşimini etkiler ve taş gelişme ihtimalini artırır. Obezitede ürik asit düzeyi artar, idrar pH'ını düşer. Gut hastalığında ürik asit taşlarına veya kalsiyum oksalat taşlarına yol açabilen yüksek ürik asit seviyeleri bulunur. Sistinüri, çocukluk çağlarında başlayan nadir genetik bozukluktur. Böbreklerde, üreterlerde ve mesanede sistin taşları görülür.

Böbrek Taşı Riski

Cinsiyet: Erkeklerde daha sık görülür ve daha fazla tekrarlar. Ancak erkelerle kadınlar arasındaki bu fark günümüzde azalma eğilimindedir. 

Yaş: Her yaşta görülebilmesine karşın, çocuk ve gençlerde daha az görülür.  Erkeklerde 70 ila 79, kadınlarda ise 60 ila 69 yaş arasında zirveye ulaşır.

Irk: Tüm ırklarda görülür. Hispanik olmayan beyazlarda en yaygındır. Bunu Hispanikler, Siyahlar ve Asyalılar takip eder.

Aile Geçmişi: Böbrek taşı hastalığı olan bir aile bireyinin olması, özellikle kalsiyum oksalat taşları olmak üzere taş geliştirme olasılığını artırır. 

Aile Geçmişi: Böbrek taşı olan bir aile bireyinin olması durumunda, diğer aile bireylerinde özellikle kalsiyum oksalat taşları görülme olasılığı artar. 

Genetik: Primer hiperparatiroidizm, böbrek yapısal bozuklukları ve sistinüri gibi bazı kalıtsal hastalıklarda sık görülür.

Diyet: Asit oluşturan gıdaların (örneğin, hayvansal protein, tuz ve şekerler) yüksek alımı asidik bir idrar ortamını teşvik ederek kalsiyum oksalat ve ürik asit taşı oluşumuna katkıda bulunur. Bu etki erkeklerde kadınlardan daha belirgindir. Diyette yetersiz kalsiyum, oksalat emilimini ve atılımını artırarak sorunu daha da kötüleştirir.

Metabolik Sendrom: Karın obezitesi, yüksek tansiyon, yüksek trigliserit, düşük HDL, yüksek kolesterol, insülin direnci ve yüksek açlık kan şekeri ile karakterizedir. Bu sendromda idrar bileşimi ve pH'ı değiştirerek taş oluşma riski artar. 

Alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı ve alkolsüz steatohepatit de oksalat metabolizmasını etkileyerek riski artırabilir.

Sindirim Hastalıkları ve Cerrahisi: İnflamatuvar bağırsak hastalığı (IBD) ve bariatrik cerrahi olan kişilerde, besin emilimi bozulur. İdrar bileşimini değiştirerek taş oluşma olasılığını artırır.

Fiziksel Aktivite: Sedanter yaşam, uzun süre oturmanın böbrek taşı oluşumu ile ilişkili olduğu bilinmektedir.

Gebelik: Gebeliğin son döneminde ve doğum sonrasında oluşan hormonal değişiklikler ve idrar akışının yavaşlaması, geçici olarak taş oluşumuna yatkınlığa yol açar.

Alkol: Kırmızı et ve deniz ürünleri gibi alkol de ürik asit taşlarına katkıda bulunabilecek purinler içerir. Orta düzeyde bira ve şarap tüketimi koruyucu olabilirken, alkol oranı yüksek içkiler, taş oluşum duyarlılığını artırır. Alkol obeziteyi, yüksek tansiyonu ve susuzluğu teşvik ederek de taş olasılığını artırır.

İklim: Muhtemelen susuzluk ve yoğun idrar nedeniyle sıcak ve kurak bölgelerde daha yaygındır.

Toksinler: Kadmiyum, trimetiltin (PVC üretiminde kullanılır), etilen glikol eterler (serigrafi işlerinde), melamin (mobilya ve plastiklerde) ve N,N-dietil-meta-toluamid (DEET, yaygın bir böcek kovucu) gibi toksinler duyarlılığı artırabilir.

Kahve ve Çay: Diüretik (idrar söktürücü) etkileriyle susuzluğa yol açtığı kanısı vardır. Fakat çalışmalar günlük kahve tüketiminin, idrar hacmini artırmanın yanısıra, taş geliştirme olasılığını azalttığını göstermektedir. Kahve tüketimi, günde bir fincandan 1,5 fincana çıkarmanın taş oluşuma ihtimalini %40 düşürdüğü bulunmuş.


Böbrek Taşları Tanısı

Tıbbi özgeçmiş ve fizik muayene sonrasında görüntüleme, mümkünse taş analizi ve laboratuvar testleri gelir. 

Tıbbi özgeçmiş: Daha önce böbrek taşı olup olmadığı, alınan tedavileri, diyeti ve sıvı alımını içerir. Böylece altta yatan kök nedenler saptanılmaya çalışılır.

Röntgen (X-Ray): Kalsiyum taşları röntgende görünürken, ürik asit taşları görünmezdir. Taş türlerini ayırt etmede faydalı olabilir. 

Ultrason (USG): Böbrek taşlarını saptamada etkili iken, üreter taşını saptamada daha az etkili bir yöntemdir. X ışını almama avantajı da vardır.

Kontrastsız Bilgisayarlı Tomografi (NCCT): Her boyut, bileşim ve yerdeki taşı tespit edebilir. 

Kan Tahlili: Serum elektrolitleri, kreatini ve ürik asidi değerlendirilir. Paratiroid hormonu düzeyi ile hiperparatiroidizm veya renal tübüler asidoz araştırılır.

24 saatlik idrar testi: Tedaviyi kişiselleştirmek için değerlidir. Kalsiyum, oksalat, ürik asit ve sitrat seviyeleri dahil olmak üzere idrar bileşimi hakkında ayrıntılar ve beslenme alışkanlıkları hakkında bilgi sağlar. Bu bilgiler, diyet ve tedavi stratejilerine ve idrar kimyasını dengelemek için önerilere rehberlik eder. Ayrıca analiz mümkün olmadığında taş bileşimini tahmin edebilir. Bulguları doğrulamak ve tedaviyi iyileştirmek için en az iki test önerilir. İdrar yolu enfeksiyonu bulguları varsa, idrar kültürü yapılabilir.


Böbrek Taşı Komplikasyonları

Böbrek taşları ve tekrarlaması finansal durumunuzu, ruh sağlığınızı ve günlük yaşantınızı etkileyebilir ve aşağıdaki tıbbi komplikasyonlara yol açabilir:

İdrar Yolu Tıkanıklığı: Taşlar idrar akışını tıkayarak böbrekte basınç oluşmasına neden olabilir. Tedavi edilmediği takdirde böbrek hasarına ve fonksiyonların azalmasına yol açabilir.

Kronik Böbrek Hastalığı (KBH) ve Son Dönem Böbrek Hastalığı (ESRD): Taş oluşturan kişilerde, özellikle kalsiyum dışı taşları veya genetik bozuklukları olanlarda KBH riski daha yüksektir. Bu, tıkanıklık, iltihaplanma, enfeksiyonlar veya tedavilerden kaynaklanabilir. Tedavi edilmeyen KBH, diyaliz veya transplantasyon gerektiren ESRD'ye ilerleyebilir.

Osteoporoz ve Metabolik Kemik Hastalığı: Taş oluşturanlar genellikle idrarda aşırı kalsiyum kaybederler ve bu da vücudun kemiklerden kalsiyum çekmesine neden olur. Bu kemikleri zayıflatır, kırık riskini artırır ve osteoporoza veya metabolik kemik hastalığına, normal kemik metabolizmasını bozan bir grup bozukluğa yol açabilir.

Nefrektomi: Geyik boynuzu taş öyküsü veya birden fazla ameliyat geçirmiş olmak, geri dönüşü olmayan hasar nedeniyle böbreğin çıkarılması olasılığını artırır.

İdrar Yolu Enfeksiyonları ve Sepsis: Strüvit taşları bakterilere ev sahipliği yapabilir, kronik enfeksiyonlara neden olabilir ve sepsis riskini önemli ölçüde artırabilir. Bu yaşamı tehdit eden komplikasyonu önlemek için uzun süreli antibiyotikler gerekebilir.

Kanser: Taş oluşumu olan kişilerde geçiş hücreli karsinom ve erkeklerde böbrek hücreli karsinom gibi kanserlere yakalanma riski daha yüksektir.

Kardiyovasküler Olaylar: Böbrek taşları, kalp krizi ve felç dahil olmak üzere kardiyovasküler olay riskinin artmasıyla bağlantılıdır. Koroner kalp hastalığı erkek taş oluşturanlarda daha yaygındır, felç riski ise kadınlarda daha yüksektir.


Böbrek Taşı Tedavisi

Böbrek taşı tedavisi ağrıyı hafifletmeye, taş çıkarmaya ve altta yatan nedenlere odaklanmaya odaklanır. Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri önleme için önemli olsa da, mevcut taşların tedavisi genellikle tıbbi prosedürler ve ilaçlar gerektirir. Kişiselleştirilmiş planlar, durumun karmaşıklığını yansıtır ve genellikle ürologlar, nefrologlar, birincil bakım doktorları ve beslenme uzmanlarından oluşan bir ekibi içerir.


1-Yaşam Tarzı Önerileri

Su için: İdrarı seyreltmek ve taş oluşumunu teşvik eden konsantrasyonları azaltmak için günde 2,5-3 litre su tüketin. Yaz aylarında, sıcak ortamda, fiziksel aktivitenin fazla olduğu zamanlarda su ihtiyacı artar. 


Bazı kaynak suların böbrek taşı oluşumunu kolaylaştırdığı bilinirken, özellikle magnezyumdan zengin diğer bir kısmının, taş düşürmeyi kolaylaştırdığı bilinmektedir. 


Kalsiyum Zengini Besinler Tüketin: Kalsiyum, bağırsakta oksalatı bağlar. Oksalatın feçes yoluyla atılmasını sağlayarak böbrekte oksalat taşlarının oluşma ihtimalini azaltır. Yoğurt ve diğer süt ürünleri, yeşil sebzeler, tohumlar,  beyaz fasulye, sardalya, somon gibi besinler kalsiyum zenginidir. Kalsiyumu aşırı tüketmenin kalsiyum magnezyum dengesini de bozabileceği unutulmamalıdır. Fazla kalsiyum tüketmek, magnezyum ihtiyacını artırır. Kalsiyum zengini besin tüketiminin oksalat taşları için önemli olacağı da unutulmamalıdır.


Sodyumu Azaltın: İdrardaki kalsiyumu düşürmek, idrar pH'ını ve sitrat miktarını artırmak için günlük tuz alımınızı günlük 2,5 g (1 çay kaşığından daha az) ile sınırlayın.


Hayvansal Proteini Sınırlandırın: Günde 0,8 -1.0 x vücut ağrılığınız  (kg) ile sınırlandırın. Bu, idrardaki kalsiyumu ve ürik asidi azaltır, sitratı ise artırır.


Meyve ve Sebze Tüketimini Artırın: Çoğu sebze ve meyve idrarı alkalileştirir. Sitratı artırır. Lif içeriğinden dolayı da taş oluşma riskini azaltır. Günde her 5 g lif alınması, taş riskini önemli ölçüde azaltır.


Oksalatı Azaltın: Kalsiyum bağırsakta oksalatı bağladığı için kalsiyum zengini gıdalar tüketilebilir.  Ispanak gibi oksalat zengini gıdalar tüketimi sınırlandırılabilir. Aşağıda "Önerilen Diyetler" bölümünde daha geniş alacağız.


Balık veya Balık Yağı Tüketin: Balık yağı veya doğal ortamda yakalanmış uskumru, sardalya, somon gibi yağlı balıklar, idrar kalsiyum ve oksalat miktarını azaltabilir.


Hazır İşlenmiş Gıdalardan Kaçının: Sodyum ve şeker düzeyleri,  asitleştirici etkileri, diğer içerikleri nedeniyle önemli olabilir. 


Stresi Azaltın: Streste artan hormonumuz kortizoldür. Kortizol metabolik bozukluklarla ve kalsiyum oksalat taşlarının tekrarlamasıyla ilişkilidir. 


Düzenli Egzersizi İhmal Etmeyin: İnsülin direncini, kiloyu, metabolik dengesizlikleri, kortizol düzeyini azaltır.


Yeterli Uyuyun: Oksidatif stres, iltihap ve ürik asit taş riskini artırır, kaliteli uyku ise bunları azaltır.


Sigara ve Alkolden Kaçının: Sigara ve pasif sigara içiciliğinden korunmak, oksidatif stresi ve sistemik inflamasyonu azaltır. Böylece böbrek fonksiyonlarını korur. Aşırı içki içmek vücudu susuz bırakır ve taş riskini artırır.


2-Doğal Çözümler ve Takviyeler

Limon Suyu: Limon sitrik asit içerir. Günlük yaklaşık bir çay bardağına yakın taze limon suyu, kalsiyum taşı oluşturucular için potasyum sitrata benzer şekilde idrar sitratını etkili bir şekilde artırabilir. Pipet kullanmak diş minesini korur.


Sirke: Günlük sirke tüketimi, idrar sitratını artırarak ve kalsiyum atılımını azaltarak tekrarlamayı önleyebilir. Diş minesini korumak ve boğaz tahrişini önlemek için suyla seyreltilerek alınır.


Magnezyum: Magnezyum sitrat formu, potasyumla birleşerek. potasyum-magnezyum sitrat bileşiği oluşturur. Bu bileşik idrarı alkalize eder. Sitratı artırarak kalsiyum oksalat taşı tekrarını azaltır. Diğer magnezyum formları daha az etkilidir. 


Potasyum Sitrat: Bu reçetesiz alkalileştirici madde idrar sitratını artırır ancak aşırı alkalileşmeyi önlemek için tıbbi gözetim altında kullanılmalıdır. Alkali su benzer riskler taşır. Aksi belirtilmediği sürece diyet kaynakları tercih edilir.


Vişne: Çocuklarda yapılan araştırmalar, vişnenin taş sayısını ve boyutunu azaltmada potasyum sitrat takviyesi kadar etkili olduğunu göstermiştir. idrar pH'ını artırmış ve ürik asidi de düşürmüştür.


Diğer besinler: Nar, ahududu, ısırgan otu, siyah kimyon, yeşil çaydan elde edilen epigallocatechin gallate (EGCG), kurkumin gibi besinlerin böbrek taşına karşı etkili oldukları klinik deneylerle gösterilmiştir.


Probiyotikler: Oxalobacter formigenes ve Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerinin belirli suşları gibi probiyotikler bağırsak oksalatını parçalayarak idrar oksalat seviyelerini düşürebilir. Bacillus subtilis, kalsiyum oksalat taşı gelişimini azaltabilir. Etkinliği, bağırsak mikrobiyotası çeşitliliğine ve diyete göre değiştiği unutulmamalıdır.


Chanca Piedra (Phyllanthus niruri): "Taş kırıcı" olarak bilinen bu bitki, geleneksel olarak böbrek taşı tedavisinde uzak doğuda kullanılır. Bir çalışmada (2018), 12 hafta boyunca günde iki kez chanca piedra çayı içmenin katılımcıların %68'inde taş sayısını ve boyutunu azalttığını buldu. Başka bir çalışma (2019), chanca piedra özütünün magnezyum ve B6 vitamini ile birlikte kalsiyum oksalat kristalleşmesi ve yapışmasını engellediğini göstermiştir.


3-Önerilen Diyetler

Evrensel bir böbrek taşı diyeti yoktur. En iyi yaklaşım, taş türüne ve bireysel ihtiyaca göredir. Bir sağlık profesyoneline danışmak esastır.


Oksalat Kısıtlaması

CaOx taşlarını önlemek için, oksalat alımı sınırlandırılmalı. Ancak gereksiz kısıtlamalardan kaçınmalı. İdrar oksalatının sadece yarısı yiyeceklerden gelir. Bu nedenle porsiyon boyutları önemlidir. Besleyici yüksek oksalatlı yiyeceklerden kaçınmak yerine, güvenli sınırlar içinde kalmak gerekir. Örneğin, bir yemek kaşığı chia tohumu veya bir avuç kaju şeklinde sınırlandırma yapılabilir.

Oksalat alımı günde 100 miligramın altında veya belirli rahatsızlıkları olanlarda 50 miligramla sınırlıdır. Yeterli kalsiyum alımıyla günde yaklaşık 200 miligram kabul edilebilir bir sınırdır.

Pişirme yöntemi oksalat seviyelerini önemli ölçüde düşürebilir. Ispanağı kaynatmak, çözünebilir oksalatları %87'ye kadar azaltır. Tahılları, fasulyeleri veya tohumları bir gece suda bekletmek, oksalatın suya geçmesine neden olur.


DASH Diyeti: Bu diyet hipertansiyon hastaları için uygulanır. DASH diyetinin böbrek taşı riskini % 40-50 oranında azalttığı bildirilmiştir. DASH diyeti şeker, işlenmiş et ve sodyumu sınırlandırırken meyve, sebze, kuruyemiş, baklagiller, tam tahıllar ve az yağlı süt ürünlerini ön plana alır.


Akdeniz Diyeti: Böbrek taşı riskini azaltan bu diyet, kalp ve genel vücut sağlığını destekler. Düşük et tüketimi ve yüksek bitkisel gıda tüketimi içerir.


Alkali Diyet: Böbrek asit yükünü azaltacak alkalileştirici gıdaların tüketilmesini içerir. Asitleştirici gıdalar, böbrekleri ve vücut tamponlama sistemini aşırı asit yüküne, yani asidoza maruz bırakır. Bu da taş riskinin artmasına yol açabilir. Çoğu bitkisel gıda alkalileştiricidir, ancak ıspanak, tofu ve belirli baklagiller alkalileştirici değildir. Hayvan çalışmaları, alkali diyetin metabolik koşulları iyileştirerek CaOx taşlarını önlemeye yardımcı olduğunu göstermektedir.


4-Kaçınılması Gereken Diyetler

Düşük Karbonhidratlı, Yüksek Proteinli Diyet (LCHP): Düşük karbonhidratlı diyetler taş riskini düşürebilirken, yüksek proteinle birlikte olduğunda ise riski artırır. Altı haftalık bir çalışma, LCHP diyetini uygulamanın asit yükünü önemli ölçüde artırdığını, kalsiyum dengesini azalttığını ve kemik kaybını artırabileceğini göstermiştir.


Vegan Diyeti: Özellikle CaOx başta olmak üzere, artmış taş riskiyle ilişkilendirilir. Olası nedeni, bitkisel gıdalardaki yüksek oksalat içeriği ve süt ürünleri tüketilmemesi nedeniyle kalsiyum alımının azalmasıdır. Veganlarda vitamin D ve B12, omega-3, demir ve çinko eksiklikleri ek endişelerdir.


Atkins Diyeti: Bu diyette, idrardaki kalsiyumun yüzde 61 arttığı, sitratın ise yüzde 41 azaldığı bulunmuş.


5-İlaçlar

Çeşitli ilaçlar böbrek taşı ağrısını giderir, geçişi kolaylaştırır veya belirli taş tiplerini eritir. 


Steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler): Ağrıyı hafifletmenin yanısıra, taşın oluşturduğu hasar ile oluşan enflamasyonu azaltmasından dolayı da fayda sağlar. Opioidler de destek olarak kullanılabilmektedir.


Hiyosin-N-butilbromür (Buscopan): Düz kas gevşetici özelliği ile hem taşın neden olduğu spazmı azaltır, hem de taşın böbrek kaliksi ve idrar yollarında ilerlemesini kolaylaştırır. 


Alfa blokerler (tamsulosin gibi) ve kalsiyum kanal blokerleri: Küçük, distal üreter taşlarının geçişine yardımcı olmak için kullanılır, ancak etkinlikleri tartışılmaktadır.


Antibiyotikler: Bakteri kültürlerine bakarak, neden olan organizmayı etkili bir şekilde hedef alarak strüvit taşlarını ve ilişkili idrar yolu enfeksiyonlarını tedavi eder.


Erime Terapisi: Zaman alır ve daha az etkilidir. Potasyum sitrat, allopurinol veya febuksostat ürik asit taşlarını eritmek için idrarı alkalileştirir.


Strüvit Taşı Tedavisi: Üreaz inhibitörü olan asetohidroksamik asit, strüvit taşlarını tedavi etmek için FDA tarafından onaylanan tek ilaçtır. Ancak kullanımı, mide bulantısı, kan pıhtılarına bağlı damar iltihabı, döküntü ve hemolitik anemi gibi yan etkiler nedeniyle sınırlıdır.


6-Tıbbi Prosedürler

Stentler: İdrar akışını sürdürmek ve ağrı veya basıncı hafifletmek için ince, esnek tüpler kullanılabilir.


Şok Dalgası, Litotripsi: İnvaziv olmayan taş kırma prosedürüdür. Büyük, görece yumuşak taşları idrar yolundan kolay geçebilecek küçük parçalara ayırmak için ses dalgaları kullanılır. Başarı oranı %50 ila %90 arasındadır. Düşük komplikasyon, daha hızlı iyileşme süreleri sunar. Antibiyotik kullanma gerekliliği ve tekrardan uygulamalarda olası böbrek hasarı bulunur.


Üreteroskopi: Üretra ve mesane yoluyla üretere veya böbreğe erişmek için ince bir alet kullanılır. Taşların çıkarılmasına veya daha küçük parçalara ayrılması mümkün olur. Taşın konumuna bağlı başarı oranı yüzde 50 - 90 arasında değişir. Üreter taşları için etkilidir. Anestezi gerektirir. Hastaların en az dörtte biri stent ağrısı yaşar. Prosedürü tekrar etme gereksiniminin az olması da avantajıdır.


Perkütan Nefrolitotomi (PCNL): 2 santimetreden büyük taşlar veya boynuzlu taşlar için standart tedavi olan PCNL, taşları küçük bir kesiden çıkarır. Nefrolitotripsi, taşları daha küçük parçalara ayırmak için nefroskop ve lazer kullanılarak yapılabilir. Başarı oranı, taşın konumuna bağlı olarak %70 ile %95 arasındadır. En etkili prosedür olmasına rağmen, en invaziv olanıdır ve en yüksek komplikasyon riskine sahiptir.


Ultrasonik İtki: İdrar yolundaki taşları yerinden oynatmak, hareket ettirmek için ultrason enerjisi kullanan yeni bir tedavidir. Nüksetmeyi en az riskle azaltmada umut verici olsa da, henüz ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından yaygın kullanım için onaylanmamıştır.


Böbrek Taşı Tekrarı

Altta yatan faktörler ele alınmazsa, böbrek taşı tekrarlaması ciddi bir endişe kaynağı olur. 

  • Yılda %10 - 23 oranında tekrarlama şansı vardır. 
  • Beş - 10 yıl içinde %50’ye yükselir. 
  • Yirmi yıl içinde %75'e yükselir. 

En sık, brushite, strüvit ve ürik asit taşları tekrarlar.

Kök nedenleri ele almak (diyet, su tüketimi ve metabolik dengesizlikler gibi) tekrarlamayı önemli ölçüde azaltır. Bireysel ihtiyaçlara, taş türüne ve laboratuvar sonuçlarına göre önlemler alınmalıdır.


Lütfen soru ve yorumlarınızı yazınız...

Whatsapp, Instagram veya Facebook'tan soru sorabilirsiniz...

Bloguma abone olabilirsiniz...




Sorumluluk Reddi:
Bu blogdaki yazılar, sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Kendi kendine teşhis koymak için kullanılmamalıdır. Tıbbi muayene, teşhis, tedavi, reçete veya tavsiye yerine geçmez. Bir doktor-hasta ilişkisi oluşturmaz. Bir doktora danışmadan, tıbbi muayene, teşhis ve tavsiye almadan, sağlık rejiminizde veya diyetinizde herhangi bir değişiklik yapmamalısınız. Tıbbi bir durumla ilgili tüm sorularınız için her zaman bir hekimin veya nitelikli bir sağlık kuruluşunun tavsiyesine başvurun. Bu blog sitesi aracılığıyla edindiğiniz herhangi bir tavsiye, tedavi süreci, teşhis veya diğer herhangi bir bilgi, hizmet veya üründen sorumluluk kabul edilmez.

Yorumlar

  1. Yanıtlar
    1. Şimdilik konuyu tamamladım. Zaman içinde ihtiyaç halinde düzenlemeler, eklemeler yapabilirim.

      Sil
  2. Aydınlatıcı bir paylaşım. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir paylasim

    YanıtlaSil
  4. Tıbbi konularda oldukça iyi bilgilendirme yapıyorsunuz. Genel sağlığa olan yaklaşımınız umut verici. Öneyici tıp en iyi hekimlik bence. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. Güzel yorumlarınız için minnettarım. Sağolun.

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. Görünmediği için, adınızla hitap edemedim. Kusura bakmayın. Soru ve yorumlarınızı beklerim.

      Sil
  7. Değerli bilgileriniz için çok teşekkür ederiz 👍

    YanıtlaSil
  8. Çok tşk ederim hocam var olun

    YanıtlaSil
  9. İbrahim Şahin17 Ekim 2025 17:22

    Merhabalar

    Benim böbrek taşım vardı bu rahatsızlığımdan dolayı Sayın; Hasan Erdoğan hocam ile başından beri irtibat halindeydik ve taşın cinsi
    Kalsiyum oksalat taşı olduğu belli oldu.
    Sağolsun hocam da bunun neden olduğnu detaylı bir şekilde anlattı
    ( yetersiz su alımı,
    Yüksek oksalat içeren gıdalar( ıspanak çay Çikolata fındık gibi)
    Aşırı kalsiyum veya C vitamini alımı
    Idrar yolu enfeksiyonları veya metabolik bozukluklar)
    Olduğunu söyledi.
    En sık görülen taş tipi olduğunu söyledi.
    Gerek bu çok değerli bilgileri için gerek benimle birebirde çok ilgilendiği için çok teşekkür ederim.
    Önce hasta olmamak için Kesinlikle tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok geçmiş olsun. Dilerim bir daha taş derdi çekmezsiniz.

      Sil

Yorum Gönder

Lütfen yazınız….

Diğer Yayınlar

Vertigo

SIBO (Small Intestinal Bacterial Overgrowth) (İnce Bağırsakta Bakteriyel Aşırı Çoğalma)

Hipertansiyon (Yüksek Kan Basıncı)

PROSTAT KANSERİ

Fibromiyalji

Endometriozis

KABIZLIK (KONSTİPASYON)

"ÖNCE HASTA OLMA" Sağlıklı Yaşam Dalları

ViTAMİN D SIRLARI